Sahilkamp Müdavimleri 3

Herkese merhabalar..
Kocaman bir yılımızı çaldı karantina günleri.. Sanki
kısıtlamalar ve maskelerle yaşamaya alıştık. Gezme anlayışımız,
tedirginliklerimiz değişti… Doğada olmanın getirdiği mutluluğu ve güveni daha
çok insan fark etmeye başladı. Bu hem sevindirici hem biraz ürkütücü, söz
konusu insan olunca… Evet, alıştığımızın dışında bir konfor alanı bazen zor
olabiliyor kabul, ancak onun da getirdiği sadeleşmenin tadı bir başka J İşte tam da bu
sadeleşmeye uygun doğa ile bütünleşebildiğim, 2 gün bile olsa tamamen pozitif
enerjiyle dolduğum bir kısa kamp yaptım. Sizlerle bu deneyimi paylaşacağım.
Önce alandan bahsedeyim. İstanbul’a çok yakın keyifli bir
kamp alanı. Kamp alanı derken, sadece çadırla konaklama yapılacağını
düşünmeyin. Farklı birçok konaklama seçeneği olan bir kamp alanı burası.
Sahilkamp İstanbul Şile’de deniz ve ormanın zarafetle buluştuğu mis gibi bir
kamp alanı.
Şile otobanında yol alırken, Sofular tabelasından solda
dönüp Sahilköy içinden geçip 2 km sonra tabelasını göreceksiniz. Son derece
kolay ulaşımı
Biraz Alandan bahsedeyim… 35 hektar orman arazisi üzerine
kurulmuş olan denize sıfır, ister orman – ister deniz keyfini tadabileceğiniz
güzel mi güzel bir mekân, malum Karadeniz… Tesis içinde 24 saat hizmet veren
her türlü ihtiyacınıza cevap verebilecek resepsiyon, küçük bir market,
restoran, temiz duş, ve tuvaletler var.. Bunlar çok önemli çünkü kamp alanları
pek temiz olmuyor. Alanda birçok çeşit konaklama
seçeneği var. Ben böyle bir alanda ilk konaklamada deniz gören koza bungalov
tercih ettim ama mantık kamp olduğu için yine gitsem yine çadır mantığını
tercih ederdim sanırım.
Alanda; bungalovlar, hobbit evleri, glamping çadırları,
ahşap bungalov evler, sayısı az olmakla birlikte taş ve ahşap ev seçenekleri
var. Ayrıca kendi çadır ya da karavanınızla kendi konforunuzu da
götürebileceğiniz bir alan..
İşte böyle Ben, Ocak ayında bir gece deniz gören Koza
bungalovlardan birinde konakladım.. Güzel bir kamp deneyimi oldu.
Çadır gibi dizayn edilmiş ahşap bungalovlar soğuğa ve rüzgâra
karşı oldukça dayanıklı. Bu anlamda ilk defa çadır deneyimi yaşamak isteyen
kişiler için harika bir seçenek. İçinde sadece bir yer yatağı bir de elektrikli
fan ısıtıcı var.. A bir de elektrik tabii.. Çadırda konaklayanlar bilir ki elektriğin
varlığı büyük bir konfor J
İlk gece bungalov önünde ki kendine ait alanda ateş yakıp, sucuk ekmek yedik. Deniz,
rüzgâr ve dalgalar eşliğinde harika bir akşam yaşadık. Her şey çok tozpembe
değildi tabi. Hava çok soğuktu ve ıslanmış odunların yanması oldukça zaman
aldı. Hatta hiç verimli yanmadı… Ama ara ara tüm konaklama alanları önünde
yanan ateşler, keyifli muhabbetler, incecik bir müzik ve anın tadını çıkaran
insanları görünce içimizi bi sıcaklık kapladı. Geceyi yanan mangalın ateşiyle
tamamladı. Gece çok rüzgarlı olmasına rağmen çadır oldukça korunaklıydı..
Sabah restoranda aldığımız kahvaltı sonrası sahil
yürüyüşü, orman keşfi, fotoğraf çekimi derken ayrılma vakti geldi.
Dinlendik enerji dolduk, adeta şarj olduk J Hem İstanbul da hem de çok uzaktaydık ve
sanki Covid hayatımızda hiç olmamıştı..
Siz de bir çırpıda tüm sorumluluklarınızdan bir geceliğine
olsun kaçmak, Covid siz günleri hatırlamak ve taptaze hava ile ciğerlerinizi
doldurup, normal hayata yüksek bir enerji ile yeniden başlamak istiyorsanız
kendinize bir iyilik yapın ve doğaya çıkın… Herkese sağlıklı, bol oksijenli ve
mutlu günler dilerim. Sevgilerimle.
SEMRA KARA